İstanbul’un en özel semtlerinden Kuzguncuk’ta, hem geçmişin zarafetini hem de bugünün güvenliğini bir araya getiren bu müstakil ev, benzersiz bir yaşam deneyimi sunuyor. Tescilli 2. derece tarihi eser statüsünde olan yapı, Boğaz manzaralı cumbası ve özgün mimarisiyle öne çıkarken, aynı zamanda Türkiye’nin restorasyon alanındaki en yetkin firmalarından Saruhan Mimarlık tarafından sıfırdan inşa edilmiştir. Firmanın Bebek’teki Mısır Konsolosluğu gibi önemli projelerdeki uzmanlığı, bu evin her detayında kendini göstermektedir.

Ev, 1999 sonrası deprem yönetmeliğine uygun olarak, sarp kaya zemin üzerine ve yüzde 100 depreme dayanıklı şekilde inşa edilmiştir. Elektrik altyapısı güçlendirilmiş, güvenlik sistemi kabloları estetik kaygılar gözetilerek pervaz içinden geçirilmiş, pencerelerde ise dönemin mimarisine uygun demir işçiliği kullanılmıştır. Çift yönlü çalışan giyotin pencereler temizlik açısından büyük kolaylık sağlamaktadır. Arka bahçedeki taş duvar, evin kazısından çıkan orijinal taşlarla örülmüş, bu alanın alt yapısı ise kış bahçesi olarak kullanılabilecek şekilde hazırlanmıştır.

Ev toplamda üç katlıdır: girişte ferah bir salon, modern açık mutfak ve 20 m²’lik bir özel bahçe; bir alt katta iki oda ve bir banyo; üst katta ise bağımsız bir yatak odası ile ikinci banyo yer alır. 110 m² net / 120 m² brüt kullanım alanı sunan ev, mimari estetiğin ve yapı güvenliğinin nadir uyumunu sergiler.

Kuzguncuk’un çok kültürlü tarihi, sakin atmosferi, sanat galerileri ve kafeleriyle birleştiğinde, bu özel mülk sadece bir ev değil, bir yaşam tarzı haline geliyor. Evin eksileri olarak,kendine ait otoparkının olmaması ve sokağın yokuşlu/merdivenli yapısı belirtilebilir. Ancak bu detaylar, sunduğu nitelikler ve ruhla kıyaslandığında önemsiz kalmaktadır.